Gözyaşı / Weep
Ekim 13, 2019
🇹🇷 Saat sabah dokuza doğru
odama dolan güneş ışıkları ile uyanıyorum. Her zamanki uyanışlarımdan farklı
bir uyanış bu sabahki. Oda arkadaşımın yatağı boş. Bu tek başıma uyandığım on
sekizinci sabah. Koskocaman sessizliklerin içine yüreğimde gürültülerle uyanıyorum
bu kez. Yeterince boş olduğunu sandığım bakışlarla yattığım yerden gökyüzünü
izliyorum. Gökyüzünün maviliğine dokundukça gözlerini hatırlıyor gözlerim. Açık
mavi gözlerini. Kime değiyor o bakışlar şimdi? Bilmiyorum, bilmek istiyor
muyum? Emin değilim. Gözlerimi yumuyorum, fark edemediğim bir acı süzülüyor
kirpiklerimden. İşte bu sensin. İşte bu gözyaşları, senden bana kalanlar.
🇬🇧 I
wake up at nine o'clock in the morning with the sun coming into my room. It's a
different awakening than my usual ones. My roommate's bed is empty. This is the
eighteenth morning I woke up alone. This time I wake up into the silence with
the noise in my heart. I watch the sky from where I lay with the looks that were
empty enough. As I touch the blue of the sky, my eyes remember your eyes. Your
light blue eyes.. Who's that in your look now? I don't know, Do I want to know?
I doubt it. I close my eyes, and a pain that I can't even notice flows through
my eyelashes. This is what you are. These tears are what's left of you.
-Elif ŞENTÜRK
0 yorum